14 Aralık 2014 Pazar

Christopher Nolan Filmleri





Bugün çok sevdiğim bir yönetmen,senarist, yapımcı olan Christopher Nolan ve filmleri hakkında bir yazı yazmak istedim. 


Öncelikle kariyeri ile ilgili birkaç bilgi verelim.


  • Nolan ilk filmini 1998 yılında Following adıyla gerçekleştirdi. Filmde işsiz bir yazarın insanların hayatlarını öğrenmesini takıntı edinmesi ve evlerine girerek hayatlarının ayrıntılarını gizlice öğrenmesi konu ediliyordu.
  • 2001 senesinde bir kara filmi tersten anlattığı gerilim "Akıl Defteri - Memento" vizyona girdi. Ortaya derin bir iz bırakan müthiş bir gerilim filmi çıktı.
  • 2002 yılına gelindiğinde bir Norveç filmi olan Insomnia'nın yeni bir versiyonunu çekti. Başrollerde Al Pacino ve Robin Williams vardı.
  • 2005 yılında Batman'i sinemaya uyarlayarak "Batman Başlıyor - Batman Begins"'i çekti. Çocukluğundaki en sevdiği çizgi roman kahramanı olan Batman'in elli yıllık geçmişini ele alarak çektiği bu film çok sevildi ve eleştirmenlerden çok iyi eleştiriler aldı.
  • The Prestige isimli 2006 tarihli filmde değişik bir kurgu kullanarak birbirine rakip iki illüzyonistin savaşını ele aldı.
  • 2008 yılında ise Batman Begins'in devam filmi "The Dark Knight - Kara Şövalye" filmini çevirdi. Film gelmiş geçmiş en iyi filmler arasına girdi ve müthiş bir gişe başarısı yakaladı.
  • 2010 yılında Inception'ı çekti. Film ilk haftasında Imdb'deki en iyi 250 film listesinde ilk 5'e girmeyi başardı, 500 milyon dolardan fazla hasılat elde etmesine rağmen 2011 Oscar Ödülleri'nde ana tabloda istediğini alamamış, teknik dallardaki 4 ödülle yetinmiştir.
  • 2012 yılında Batman üçleme serisinin son filmi olan "The Dark Knight Rises - Kara Şövalye Yükseliyor" filmini çekti. Film eleştirel ve finansal yönden büyük başarıya imza attı. Film ilk haftasında Imdb'deki en iyi 250 film listesinde ilk 20'ye girmeyi başardı. Ayrıca film müthiş bir gişe başarısı yakalayarak 1 milyar sınırını aşmış ve tüm zamanların en çok izlenen filmleri arasına girmiştir.
  • 2013 yılında bir Süpermen uyarlaması olan Man of Steel filminin yapımcılığını üstlenmiş ve hikayesinin yazım ekibinde de bulunmuştur. Filmde sadece bir kez Süpermen kelimesinin kullanılması ise ilginçtir.
  • 2014 yılında gösterime giren, bir grup kaşifin yeni bir solucan deliği keşfetmesi ve yıldızlar arası bir yolculuğa çıkmasını konu alan "Interstellar" filminin de senaryosunu kardeşi Jonathan Nolan ile yazmış ve yönetmenliğini bizzat kendisi yapmıştır.

Christopher Nolan'ın ilk izlediğim filmi The Prestige'di. Filmi izlemiş ve tam anlamıyla hayran kalmıştım. İnanılmaz bir kurguya, harika oyunculara sahip film halen daha benim en sevdiğim filmdir bunu net olarak söyleyebilirim. Christopher Nolan 2005 yılında Batman serisinde başrol Bruce Wayne'i ellerine teslim ettiği Christian Bale ile The Prestige'de de birlikte çalışmış ve çok başarılı bir iş yapmıştır bence. 

Filmlerinden gidersek ben(dikkat çeken filmlerinden bahsedeceğim) Memento'dan başlayarak düşüncelerimi anlatmak istiyorum. Memento oldukça karışık bir filmdir izleyenleriniz bilirler. Bir baştan bir sondan ilerler, ney nereden,bu kimdi falan derken film biter ve bitince siz bitti mi ya son muydu falan gibi triplere girersiniz. Tabi ki filmin karmaşıklığını sağlayan en büyük etkenlerden bir tanesi baştan sondan ilerlemesidir. Ama zaten filmin ana konusunu adamın yaşadığı hafıza kaybının çeşididir. Karısının ölümünden önceki bütün detayları hatırlayabilen fakat sonrasını hafızasında tutamayan adam çeşitli yollarla kendine hatırlatma metodları bulur ve karısının ölümünün intikamını almaya çalışır,film böyle ilerler. Filmin tek seferlik izlenme ile her detayının anlaşılabileceğinden açıkçası emin değilim. Anlayabilen varsa tebrik ederim, çünkü ben her izlediğimde önceki izlediğimde gözümden kaçan bir detay yakalıyorum. Christopher Nolan filmlerinin genel özelliklerinden bir tanesi bu bence bir defa izlemekle yetinmek zor.

Daha önce Michael Keaton'ın başrolünde olduğu ve Tim Burton'ın yönettiği iki Batman filmi olan Batman(1989) ve Batman Dönüyor(1992) filmleri 2005'e kadar en iyi çekilmiş Batman filmleriydi . Sonrasında çekilen Batman filmlerinden bahsetmesek daha iyi bence. Tim Burton'ın gotik tarzda filmler sevdiğini biliyorsunuzdur. Genellikle absürt dünyalardan gitmekten hoşlanır ben de filmlerinden hoşlanmadığımı söyleyemem, özellikle başrol oyuncusu olarak Johnny Depp'i tercih etmesi bence en büyük artısı. Batman konusuna dönecek olursak, 2005'te Christopher Nolan'ın yönetmenliğinde Batman Begins ortaya çıktı. Başrollerinde Christian Bale, Michael Caine,Liam Neeson, Gary Oldman gibi mükemmel oyuncuların olduğu karanlık bir Gotham dünyası ortaya çıkaran Christopher Nolan , Batman'lerin 3'leme olacağını baştan duyurmuştu. İlk filmde Bruce Wayne'in ailesinin ölümünü, Gotham'ın ne kadar yozlaşmış bir yer olduğunu, Ra's al Ghul ile Bruce'un yollarının nasıl keşistiğini ve Bruce'un nasıl Batman olmaya karar verdiğini görüyoruz. İkinci film olan The Dark Knight serinin birçok insan tarafından en beğenilen filmi oldu. Efsane karakter Joker rolünde Heath Ledger'ın rolünün hakkını sonuna kadar verdiğini bu rol ile ölümünden sonra Oscar aldığı ile kanıtlayabiliriz. Çok fazla söylenecek söz yok bu film hakkında Imdb puanı zaten ne kadar özel bir film olduğunu kanıtlıyor zaten. Serinin son filmi The Dark Knight Rises , birçok kişiye göre The Dark Knight'tan bir tık geride kaldı. Sebebi de Bane'in Joker kadar özel bir karakter olmaması ve onun gölgesinde kalması oldu. Ben bu şekile düşünmüyorum, tam tersine benim serinin en sevdiğim filmi The Dark Knight Rises'dır. Joker'in final filmi için doğru karakter olmadığını düşünüyorum ben. Bane'in asıl amacını öğrenince zaten ne demek istediğimi anlarsınız daha izlemediyseniz. Batman'in ortaya çıkış amacı ile Bane'in arasında sıkı bir bağ var. Herşeyin sonuca bağlandığı film bence on numara bir final olmuştu. 

The Prestige ve Inception için söylenebilecek çok şey var. Fakat öncelikle oyunculardan gitmek istiyorum. The Prestige'in başrollerinde Christian Bale, Hugh Jackman, Michael Caine gibi oyuncular var. Christopher Nolan'ın vazgeçilmez oyuncusu Michael Caine yine mükemmel oyunculuğunu sergilemiş bu filmde. Fakat filmin asıl noktası tabi ki sonu. Öyle bir noktaya bağlıyor ki filmi Nolan'ın zekasına hayran kalmamak mümkün değil. İçinde Nikola Tesla'nın olduğu bir film yapıyor adam üstelik o rolü de David Bowie'ye veriyor, hala laf ediyorsunuz :D Inception'ın başrolünde Leonardo DiCaprio'yu izliyoruz. Kendisinin çok iyi bir oyuncu olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. Inception'ın hikayesi ve ilerleyişi sizi zaten direkt hikayenin içine çekiyor. Görselliği ile de gözümüzü doyuran Inception , kurgusu itibari ile izlediğim en ilginç filmlerden biridir. Rüya içinde rüya kavramını hayatımıza sokan Inception, filmi izledikten sonra hepimizi "Ulan biz de rüya içinde mi yaşıyoruz dur şunu bir döndüreyim duruyor mu?" triplerine sokmuş filmdir.

Aslında bu yazıyı yazmama sebep olan film Christopher Nolan'ın bu yıl vizyona girmiş olan filmi Interstellar'dır. Matthew McConaughey filmde harbiden çok güzel bir oyunculuk sergilemiş. Arkadaşımla film bittikten sonra salondan 5 dakika çıkamadık. 4. ve 5. boyut , solucan deliği kavramları üzerine yine kendini aştığı bir film yapmış Nolan. Birçok insandan okuduğum eleştri şu yöndeydi: " Fizik kurallarına uymuyor, olmamış bu film." Ya kardeşim adam kurgu film çekiyor sen belgesel mantığı ile izliyorsun. Ne mantığı arıyorsun, sen fizik profesörü müsün? Eleştiren herkes de fizikçi kesildi başımıza. Film izliyorsun ya FİLM! Önce sen kafanda bu mantığı oturt ona göre film izle. Inception'da ben böyle bir eleştiri hiç görmemiştim ya da The Prestige'de ya da Batman serisinde. Onları kurgu olarak izleyip bunu  belgesel mantığı ile izliyorsanız benim size söyleyecek sözüm yok. Adam film yapmış ya ,hakkını vererek , vura vura yapmış. On numara da olmuş. Bakın  filmi beğenmeyenlere değil sözüm , benim sözüm filmi belgesel mantığı ile izleyerek vay bu böyle olmaz diyerek kendi fizik dehalarını bir film üzerinde konuşturmaya çalışıp adamın yıllardır uğraştığı bu filmi pat diye gömmeye çalışanlara. Benim dediğim mantıkla izlemiş beğenmemiş olabilirsin herkes beğenecek diye birşey yok sonuçta herkesin zevkleri ve renkleri farklıdır. Fakat sen önce izlediğinin film olduğunun bir ayrımına var sonra eleştir. O kadar atar yaptım azıcık filmden bahsedeyim :D Dünyada yaşamın bitmek üzere olduğu bir zaman, NASA gizlice araştırma yaparak yaşanabilecek yeni gezegenler araştırır. Bu gezegenlere Satürn taraflarında bir solucan deliğinden ulaşılabilmektedir. Astronot olarak bizim Matthew McConaughey göreve gönderilir, arkasında kızını,oğlunu, evini bırakarak. Filmin sonu yine fena bağlanmıştı çok iyiydi gerçekten. Bir kere daha izlemem lazım kaçırdığım noktaları tam anlamıyla yakalayabilmek için. Fakat şunu söyleyebilirim benim The Prestige'den sonra favori Nolan filmim bu oldu.










Christopher Nolan filmlerini izlemediyseniz ve böyle karmaşık kurgulu filmlerden hoşlanıyorsanız hemen koşun ve izleyin. Benim tavsiyem Inception'dan başlanması. Daha sonra tarzı beğenirseniz diğer filmlerini izleyin. Adam yapıyor işte ya kısaca :D Bu arada asla ama asla Nolan filmlerinde spoiler yemeyin. Verecek biri olursa ağzına vurun sussun, spoiler yedikten sonra bu filmleri izlemenin hiçbir anlamı yok. Intersteller'ı izleyecekseniz film olduğunun bilincinde izleyin lütfen. İzlerken kafanızı filme vererek izleyin, detaylar çok önemli olabilir. Benim söyleyeceklerim bu kadar, 21.yüzyılın dahi yönetmeni Christopher Nolan'a, izlemediyseniz bir şans verin diyorum ve bitiriyorum. İyi seyirler :)





Christopher Nolan IMDb





Kullanılan Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Christopher_Nolan

2 yorum:

  1. Öncelikle aynı şekilde Nolan filmleri mükemmel ötesi ve tekrar tekrar izlendiğimde aa burası da böyle miymiş dediğim noktaların bol olduğu, seyri güzel, sonu şaşırtıcı ve harika filmler olduğunu belirterek yorumuma başlayayım. Ayrıca bende katılıyorum tek sefer de tam anlamıyla anlayabilecek bir insan evladı olsun, ki şöyle de bir şey var filmlerin hepsi beni tekrar izle diye bağırıyor resmen :)

    Interstaller için de aynı şekilde ben de filmden sonra "fakat güzel filmdi", "ya acayip film olmuş" , "adam yapıyor ya", "ne zaman tekrar izliyoruz?" şeklinde sayıkladım durdum diyebilirim. Diğer yorumlara da aynen katılıyorum, film izlerken neden fizik kurallarını sorgular bir insan ? neyse zevkler ve renkler tartışılmaz tabi ki.

    Bu arada bir Christian Bale hayranlığı sezdim sanki :) ben de severim kendilerini hatta o kadar bahsetmişken bir prestige patlatmazsam ayıp olur değil mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de ne ayıp olur :D Christian Bale denildiğinde benim için akan sular durur hayranlığı geçiyorum biraz sanırım :D
      Elbette zevkler ve renkler tartışılmaz ama film dediğin film mantığı ile izlenir başka mantıkla değil , ne yazık ki bizim millette bir ukalalık alıp başını gittiği için bunca emek edilmiş filme bakıp bu film olmamış diyerek kestirip atmak kolay geliyor. Benim eleştirdiğim filmin beğenilmemesi değil izlerken ki kafa yapısı :)

      Sil