27 Şubat 2015 Cuma

Grinin Elli Tonu- Fifty Shades Of Grey (Film Yorumu)



Selamlaaar :) Uzun bir süredir bloga yazı yazmıyordum. Yakın zamanda inşallah Yeni Bir Başlangıç ve Gözlerinin Esareti yorumları gelecek. Hatta üzerimden o üşengeçliği atabilirsem Maske yorumu da gelebilir :) Fakat bugün büyük bir Fifty Shades Of Grey hayranı olarak film hakkında yorum yapacağım :)





Ben filmi beğendiğimi söyleyerek başlamak istiyorum. Yorumlar zaten çok ayrı uçlarda geziyor :D Fakat objektif olarak eleştirmek gerekirse filmde eksikler olduğunu söyleyebiliriz. Filmin ilk sahneleri röportaj, Ana'nın sarhoş olup Christian'ı araması falan yani kısaca aslında filmin ilk yarısı gayet güzeldi bence. Elbette kitaptaki her sahneyi koyamazlar, zaten böyle bir beklentim yoktu benim de fakat asıl sorun filmin ikinci yarısında ortaya çıktı.

Kitabı okuyanlar bilir, Christian'ın Ana'ya söylediği belirli cümleler vardır. Kendisi kabul etmese bile biz onun bu cümleleri ile  " I don't do romance." savını çürüttüğünü biliriz. Maalesef filmde bu cümleleri duyamadık, filmdeki Christian Ana'ya 16. itaatkarı gibi davranıyordu. Halbuki kitapta Ana'nın Christian için ne kadar özel olduğunu anlayabiliyorduk.

Ayrıca fragmanda görünen veya çekim fotoğrafları olan bazı sahnelerin filmde olmadığını gördük ki bu beni cidden çok üzdü. Bence az da olsa filmin romantikliğini toparlayabilecek sahneleri sanki özellikle çıkarmışlar filmi iyice duygusuzlaştıralım diye.

Oyunculara gelince, Jamie Dornan'ın oyunculuğunu yetersiz bulanlar oldu. Elbette herkesin kendi fikri,düşüncesi fakat ben buna katılmıyorum. Ben bakışlarında,vücut dilinde Christian'ı gördüm adamda. Olmuş bence hatta gayet iyi olmuş. Ayrıca Dakota ile aralarındaki kimyadan da hoşlandım. Fakat adama doğru düzgün diyalog vermemişler adam ne yapsın ?:D Dakota ise kesinlikle harikaydı. Kitaptaki Ana'dan daha cüretkar ve cesur olmasına rağmen o halleri benim çok hoşuma gitti. Özellikle Business Meeting sahnesine bayıldım. Bence çok güzeldi.

En çok hayal kırıklığına uğradığım kısımlardan bir tanesi Ana'nın evine gelip kalmaması oldu. Halbuki kitapta her ne kadar " Ben kimseyle uyumam." triplerinde olsa da sürekli Ana ile uyuyan Christian filmde sadece bir kere Ana ile beraber uyudu. Bu beni en çok rahatsız eden detaydı.

Sahneler arası geçişlerde bir problem vardı, 'Noluyor ya bitti mi o  sahne? ' triplerine girdim izlerken. Fakat şunu söyleyebilirim; bir defadan fazla izleyin filmi. İlk izleyişinizde birçok detayı kaçırıyorsunuz. Ben de 3 defa falan izledim, her izlediğimde yeni detaylar keşfettim.

Soundtrack hakkında söylenebilecek hiçbirşey yok. Mükemmeldi tek kelimeyle.

Sevişme sahneleri ile ilgili söyleyebileceğim tek şey kesinlikle aşırıya kaçılmadığı. Kırmızı Oda sahneleri falan gayet yerinde olmuş. Türk basınında bulacağınız saçma sapan haberlere itibar etmeyin. Filmi porno film gibi göstermeye niyetleri olduğu son derece belli olan bu yazılar,haberler kesinlikle abartı hatta saçma sapan yanlış haberler. Bir sürü Hollywood filminde bulabileceğiniz sevişme sahnelerinden fazlası yok filmde.

Kesilen sahneler yüzünden filmde anlaşılmayacak kısımlar çoktu. Daha iki gün önce arkadaşım filmi izleyip izlemediğimi sordu, izlediğimi söyleyince kendisinin filmi hiç beğenmediğini çok duygusuz bulduğunu, birçok sahnenin geçişlerinin kötü olduğunu söyledi. Kitabı okuyup okumadığını sordum ve okumadığını söyledi ben de filmin kesinlikle okuyanlara göre yapıldığını söyledim. Çünkü filmde Ana, Dr. Greene hakkında konuşuyor fakat kitabı okumayan birinin ne alaka Dr. dediğini duyar gibiyim. Çünkü filmde daha önce adı bile geçmiyor. Benim bildiğim Dr.  Greene sahnesi çekildi fakat kesilmiş. Madem kesiyorsun keşke hiç adı geçmeseydi. Umuyorum bu kesilen sahneler DVD'de olur. O zaman filmi çok daha fazla seveceğimi düşünüyorum.

Son olarak, dediğim gibi ben filmi beğendim. Kitapta olan sahneleri görsel olarak beyazperdede görmek büyük bir mutluluktu. Dakota ve Jamie'ye bayıldım ben. Kimyaları göz alıcıydı. Özellikle "Are you gay?" kısmını izlemek çok güzeldi :D Fakat kesilen sahneler ve bazı diyalogların eksiklikleri biricik Christian'ımızın duygusuz görünmesine sebep olmuş. Darker'da bu hatayı yapmamalarını umuyorum.

Fifty Shades of Grey'i okumaktan gerçekten zevk aldıysanız bence mutlaka filmi gidin sinemada izleyin. Christian Grey'i ekranda görmek var işin ucunda boru  mu ? :D

Ellie Goulding'den Love Me Like You Do ile de yazımı bitiriyorum ,umarım açıklayıcı olmuştur:)










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder