9 Nisan 2015 Perşembe

Esra Yıldız - Hasret (Kitap Yorumu)






Kitap Adı : Hasret (Koku #1)

Yazar Adı: Esra Yıldız

Sayfa Sayısı : 608

Yayınevi : Parola Yayınları







Koca bir şehri karanlık kalbine koymuş sır yüklü bir adam…Sisler ardına sığınmış geçmişi yakmış…Hasreti, vuslatı aynı kefeye koymuş, geleceğini yıkmış… İsteksizce sürgün olduğu dönüş yollarını tıkamış, çetrefilli gidiş yollarını çatallamış yaralı bir aslandı…

Bilal! İçindeki fırtınaları yüzündeki sertlik kisvesinin kuytusuna saklayan kara bir kutu…Giz dolu gözlerinin donukluğunda hüküm süren vuslatı, içinde yaşanan karmaşasına katık ettiği depremleriyle harmanlayan cesur bir erkek…

Bilal; geçmişindeki sırlarını aşıp ezeli aşkı Hatice'si, "İkinci Baharı" yarenine kavuşabilecek mi? Aralarına, sağlam temellerle kurduklarını sandıkları köprüler yıkıldığında; Ona giden yeni yolları keşfedebilecek mi? Aşkı, Dostluğu, Şevkati ve tutkuyu öğrendiği tazesine attığı her adım dikenlerle kaplıyken, canları yanıp kanarken, yaralarına onarabilecekler mi? Kayıp yıllarının müsebbibi bir kaza eseri karşısına çıktığında neler yapacak?

Geçmişi, bugünü, kızı ve Ayvalık hatıralarıyla nefes almaya çalışırken karşısında duran geleceğe nasıl adımlar atacak? Nasıl özüne dönüp "KARAN" olacak?
 






Merhabalar bugün Wattpad'de fenomen olmuş hikayelerden Koku'nun, kitap olmuş adıyla Hasret'in kitap yorumunu yapacağım.

Önce azıcık içerik: Bilal ve genç kızı Efsun  köy bile denemeyecek  bir mezrada yaşamaktadırlar. Bir gün yaşadıkları yere bir jet düşer. Bilal müdahale eder ve kurtarabildiği kişileri kurtarmaya çalışır. Toplamda 5 kişi kurtarır fakat uçakta 2 kişi daha vardır ve kimse 2 kişi daha olduğunu yaralılar iyileşene kadar öğrenemez. Bilal, uçakta son gördüğü kişiyi kurtarırken uçak alev alır ve hem Bilal hem de kurtaracağı kişi aynı anda ölümle burun buruna gelir. Onu oradan kurtaran ise daha 15 yaşında bir delikanlı olan Murat'tır. Murat, Bilal'i baba gibi benimsemiş, keşke benim babam olsa şeklinde hayaller kurmuş sevimli bir oğlan :) Murat'ı sevmemek mümkün değil bence ya :D  Murat'ın annesi Hatice ise daha 14 yaşındayken kocaya kaçmış ondan birkaç sene sonra kucağında bebeği ile dul kalmış bir kadın. Türlü türlü iftiralara, saldırılara oğlu ile birlikte göğüs germiş güçlü bir kadın. Bilal'e sevdalı kendisi , Bilal de ona ama Hatice ile evlenmesi bayağı sürüyor. 

Uçak  kazası hayatlarında çok şeyi değiştiriyor Efsun,Bilal, Murat, Hatice dörtlüsünün. Yaralılardan bir tanesini Bilal ve Efsun evlerine alırken, bir tanesini  Hatice ve Murat evlerine alıyor.  Hatice ve Bilal evlenince bu iki yaralı adam da aynı eve alınıyor. Bilal'in evinde kalan yaralı ise hayatlarında daha sonra çok önemli bir yere sahip olacak bir insan oluyor. Bilal ise göründüğü kişi değil ve biz bunun detaylarını Murat'a anlatırken anlıyoruz sonrasında da daha çok deşiliyor belirli meseleler. Daha da uzatırsam sayfalarca kitap özeti yazacağım. Şöyle bir kitaba giriş yaptırayım size dedim ancak bu kadar kısa yazabildim:D

Konusu itibari ile dolu dolu olan bir kitaptı Hasret. O yüzden özet geçeyim dersem size kitabı anlatmak zorunda kalırım ya da kırpa kırpa bir şeyler yazarım okumayan birinin kafası allak bullak olur. Sindire sindire 5 günde okudum kitabı. Belki YDS zamanına denk gelmese daha erken biterdi ama aslında daha iyi oldu dediğim gibi sindire sindire gitti kitap.

Karakterlerden de bahsetmek istiyorum azıcık :)

Efsun:  Bilal'in gencecik kuzusu, saf bir güzellik. Hayatta sahip olduğu herşey ile mutlu olmayı öğrenmiş, başka şeylere kendini kapatmış. Uçak kazasında evlerine aldıkları yaraları adam hayatını değiştiriyor.

Bilal: Mert,cesur, karizmatik, merhametli bir adam. Fakat bu sadece görünen yüzü, görünmeyen tarafında çok derin kuyular var. Okudukça Bilal'in sırlarını öğreniyoruz. Zamanında karısını çok sevmiş ama kaybetmiş, sonra gönlünü Hatice'ye vermiş. Güzel seviyor Hatice'yi ya, okurken insanın içi hoş oluyor.

Murat:  Cesur,annesine düşkün, yerinde duramayan, hormonların ele geçirdiği bir ergen ,bir delikanlı Murat. Sevimli bir kişiliği var, fevri davranarak yaptığı şeylerden sonradan pişman oluyor, hayatı yavaş yavaş öğreniyor diyelim. Bilal'i baba gibi seviyor, onun gibi olmak istiyor fakat bir noktada araları açılıyor tabiki bunun neresi olduğunu söylemem :D

Hatice: Daha gencecik yaşta kucağında bebesiyle dul kalmış genç bir kadın Hatice, yıllarca Bilal'in yardımları ile karınlarını doyurmuşlar, onun sayesinde ayakta kalmışlar. Taaa uzun yıllardır Bilal'e karşı içinde hisler olan Hatice sonunda sevdiğine kavuşuyor, kavuşuyor ama o kişi tanıdığı kişi mi acabaaa ?:D Hatice'nin durup durup kafasında kurmaları beni öldürdü. Kadın 10 saniyede komplo teorileri üretip kendi kendine dert edebilecek bir kapasiteye sahip, değişik bir kadın.

Başka karakterler de var fakat onları okuyunca görürsünüz diyorum kitap için söylemek istediklerime geçiyorum.

Zengin bir konu, karmaşık bir kurgu, şiirsel bir dil... Kitap için söylenebilecek şeyler bunlardı. Konu için aşktı diyemiyorum çünkü bence değildi. Aşk sadece içinde geçen bir unsurdu diyebilirim.  Yazar Wattpad'de  "Farklı bir dilim var, okumayan arkadaşlar okusun. Beğenmeyenler olabilir." gibi bir şey yazmıştı.  Ben o zaman kitap olsun sonra okurum demiştim. Keşke o zaman okusaymışım, en azından nasıl bir kitap okuyacağım hakkında fikrim olurdu. Bodoslama daldım kitaba, o yüzden yazarın diline alışana kadar sıkıldım maalesef. Kitabın belirli noktaları çok sürükleyiciydi, bazı noktaları beni sıktı. 

Son 200 sayfa çok güzeldi, fakat mezrada geçen kısımlarda çoğunlukla sıkıldığımı itiraf etmeliyim.
Yazar, bizim buralarda göremediğimiz birçok şeyi gayet realist bir biçimde işlemiş bence . Bu hoşuma giden noktalardan biri oldu. İnsanların dolduruşuna gelip masumlara saldıran insanlar mı dersiniz,  takıntılı sapık ruhlu manyaklar mı dersiniz, uyuşturucu kaçakçıları mı dersiniz dolu yani.Oralardaki insanların zihniyetleri falan güzel anlatılmıştı.

Kitap soru işaretleri bırakarak bitti, ne de olsa bu bir seri. Kitabı okurken ben sonraki kitabı okumam herhalde diye düşünüyordum  fakat bittikten sonra okurum dedim, o yüzden merakla bekliyorum sonraki kitabı.

Farklı bir kitaptı, yani cidden farklı bir kitaptı. Hani böyle klişe bir roman okumak istemiyorum farklı bir şeyler olsun istiyorum derseniz bence okuyun pişman olacağınızı sanmıyorum. Ben okuduğuma pişman mıyım? Değilim kesinlikle.  Sıkıldığım anlar olsa da kitabı bir bütün olarak değerlendirdiğimde ben kitabı başarılı buldum ve beğendim.


 İkinci kitap konusunda çok beklememek dileği ile... Yazarın yolu açık, satışları bol olsun.


 Puanım: 3,5



Not: Ha bu arada belirtmeden edemeyeceğim. Bilal'in  Hatice'ye 'Tazem' demesi beni benden aldı. Çok güzeldi bence (:
Not 2 : Kapağı çok beğendim :)



Birkaç alıntı ile yorumumu bitireyim :)

" Söz veremem Hatice'm... Ömrümde hiç vermedim. Hayatın sürprizlerinden bihaber olanlar için bir oyalanma o dediğin... Ölüm burnumuzun ucuna her an konabilecekken söz veremem. Ama seni yaşadığım süre boyunca bırakmayacağıma söz verebilirim. Söz veriyorum kadınım, sen benden gitsen de ben son nefesime kadar içime senin adının fısıldandığı nefesleri çekeceğim... "

" 'Bu nasıl olabilir? Bir insan; senelerce nasıl iki yüzlü olup rol yapabilir?'
Kafasını kaldırdığında Bilal'in acı dolu yüzünü görse de bu onun için değerini yitirmiş bir ayrıntı olmaktan öte bir mana içermiyordu. "

"  'Korkma sakın benden...' diye fısıldadı boynunun boşluğuna. Hatice'nin boynunu gıdıkladı istem dışı ve kıkırdadı. Bilal'in yüzünde masum bir tebessüm oluştu. 'Sen hep gül e mi... Sen hep gül, hep kıkırda... Gözünden hüzünle akacak tek gözyaşı kurşunum olsun canımı alsın. Yolum yoluna feda olsun. Sen bir çölde vahamsın, sen kına kokulu tazemsin. Sen her şeyimsin...'  "


Hasret

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder