12 Mayıs 2015 Salı

Fatma Erdek - Gece ile Şafak ( Kitap Yorumu )





 Kitap Adı : Gece ile Şafak

Yazar Adı : Fatma Erdek 


Sayfa Sayısı : 523


Yayınevi  : Ephesus Yayınları 









Karanlıkta bile gören gözdü yürek. Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu. Onlar sevgiyi de, acıyı da birlikte yaşamışlardı. Büyüklerin dünyasında kötülüğün kurbanı olmuş, kaderin savurduğu farklı yönlerde kaybolmuşlardı.

Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu.

Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti. Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın… Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek… Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek…

Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar… 

Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar…

Tehlikenin koynunda, sırlarla çevrili derin bir AŞK hikâyesi okumaya hazır mısınız?









Fatma Erdek'in bu kitabı için bir süredir bekliyorum. Bu kitap için tek kelime kullanmak yeterli bence o kelime de : KUSURSUZ. 


Çok fazla konuya dalmadan yorum yapacağım çünkü spoiler yenerek okunacak bir kitap değil. Kitaptaki sırlar sayfa sayfa ilmek ilmek işlenerek açığa çıkıyor ve zaten kitabın en sürükleyici kısmı bu. 


Gece, çok güzel bir bar şarkıcısı yeni bir yerde işe başlıyor. Başladığı gece ise oradaki adamlardan biri olan Şafak ile tanışıyor.  Mekanın sahibi Çakır, Şafak'a orayı işletme ve Gece'yi her adımda izleyip,koruma görevi veriyor. Şafak, başta sert, içine kapanık biri olsa da sonrasında Gece'ye hissettikleri davranışlarını da değiştiriyor. Gece ise başta sadece intikam isteyen biri olsa da sonrasında Şafak için hissettikleri yüzünden çokça acabalara düşüyor. Bu ikili birbirlerine deli gibi aşık olsalar da önlerinde çok büyük engeller ve birbirlerinden sakladıkları çok sırlar var. Bunları aşabilecekler mi sorusunun cevabı ise kitapta :)


Kitap günümüz ve 1986 arasında gidip geliyordu. Hangi kısımları daha çok sevdiğime hala karar veremedim. Her karakteri ayrı özümsedim, her birinin acısını ayrı yaşadım içimde ama yalan yok en çok içim Mahur'a yandı. Ne bahtsız kızmış ya ne üzüldüm zavallıya. Genç ve her istediğini elde etmeye alışık bir genç adamın bir aileyi nasıl dağıttığı, nasıl canlar yaktığını görüyoruz kitapta. Çok acı olaylar vardı kitapta ve her birini Fatma Erdek öyle güzel anlatmış ki 523 sayfa size 30 sayfa gibi gelecek kendinizi olaylar içinde kaybedeceksiniz. 


Günümüz bölümlerinden hemen sonra 1986 bölümlerinin olması kitaba ayrı bir heyecan katıyor sanki iki hikaye okuyorsunuz, ikisinde de sonu nereye varıyor olaylar nasıl gelişiyor bilmiyoruz. Kitap o kadar heyecanlı ilerliyor ki bir baktım 200'deyim bir baktım kitap bitmiş. Daha da uzun olabilirmiş kitap o kadar okutturdu kendini. 


Şafak'ın Gece'yi korumak için yaptıkları, aşkı çok güzeldi. Şafak'a aşık olmamak sanırım bu kitabı okuyup mümkün değil adam aşık olmak için yaratılmış :) 


Çok fazla söylenecek bir söz yok dediğim gibi kusursuz bir kitaptı her şeyi ile. Fatma Erdek kitaplarında benim favorim bu oldu, yeni kitaplarını büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum.






Gecenin bütün sesleri, içseslerinin olumsuz çığlıklarıyla birlikte, bir anda derin bir suskunluğa dönüşmüştü. Sadece Şafak'ı duyuyordu. Şafak onu öperken, kulaklarına aşkının derinliğini ve duygularının yoğunluğunu fısıldıyordu. Yaşadıklarının kırılgan sırça bir masal olduğunu bilse de, Gece mutluydu. Onu asıl şaşırtan, yıllardır bu anı bekliyor olduğunu hissetmek olmuştu. "







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder